istanbul türkçesidir.
istanbul türkçesi için,
şehir ve kültür istanbul kitabında
beşir ayvazoğlu,
necip fazıl’dan yaptığı alıntıyla başladığı yazısında şöyle bir anlatmaya yer verir:
---
spoiler ---
“
gecesi sümbül kokan
türkçesi bülbül kokan,
istanbul”
-necip fazıl
bugün neredeyse konuşanı kalmamış olan istanbul türkçesinin kendine has bir musikisi, telaffuzu, özel vurguları, deyimleri ve atasözleri vardır.
abdülhak şinasi hisar, bir kitabında bu konuda hoş bir anekdot anlatır.
hamdullah suphi ile
halid ziya bir gün paris metrosunda karşılaşır, nicedir özledikleri anadilleriyle koyu bir sohbete dalarlar. metrodan çıkarken bir fransız yanlarına gelir, mazur görülmesini rica ettikten sonra, öteden beri dillerin musikisiyle ilgilendiğini ve yol boyunca hangi dille konuştuklarını çok merak ettiğini söyler. türkçe olduğunu öğrenince “şimdiye kadar bu dili duymak fırsatını bulamadığına müteessir ve şimdi duyduğuna da pek mütehassis” olduğunu belirterek şöyle devam eder: “eğer bu istasyonda inmeseydiniz mahzâ konuşmanızı işitmek için sizi devam edeceğiniz istasyona kadar takip edecektim. ne eski bir millet olduğunuz anlaşılıyor; zira lisanınız bu ahenkli ve musikili inceliğine ermek için uzun zamanların sarf edilmiş olması iktiza eder."
---
spoiler ---